6 Yaşındaki Gelin Skandalı: Yargıtay'dan Şok Karar!
Bursa Gündem

6 Yaşındaki Gelin Skandalı: Yargıtay'dan Şok Karar!


20 June 20255 dk okuma4 görüntülenmeSon güncelleme: 20 June 2025

Türkiye'yi sarsan 6 yaşındaki gelin skandalı davasında Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nden flaş bir karar geldi. Daha önce verilen mahkumiyet kararları, usul eksiklikleri nedeniyle bozuldu. Bu karar, kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, davanın geleceği merak konusu oldu.

Yargıtay'ın Bozma Kararının Detayları

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, davada yapılan yargılamada usul hataları tespit etti. Bu hatalar nedeniyle verilen mahkumiyet kararlarının hukuka uygun olmadığına hükmedildi. Kararın gerekçesinde, delillerin toplanması ve değerlendirilmesi sürecinde eksiklikler olduğu belirtildi. Yargıtay'ın bu kararı, davanın seyrini tamamen değiştirecek ve istinaf mahkemesinde yeniden görülmesine yol açacak.

Peki, bu usul eksiklikleri nelerdi? Yargıtay'ın kararına göre:

  • Tanık ifadelerinin yeterince değerlendirilmemesi
  • Olay yeri inceleme raporlarının eksikliği
  • Sanıkların savunma haklarının kısıtlanması

Bu eksiklikler, davanın adil bir şekilde yürütülmesini engellediği için Yargıtay, mahkumiyet kararlarını bozma kararı aldı.

İstinaf Mahkemesi Süreci Nasıl İşleyecek?

Yargıtay'ın bozma kararının ardından dosya, istinaf mahkemesine gönderilecek. İstinaf mahkemesi, dosyayı yeniden inceleyecek ve delilleri tekrar değerlendirecek. Bu süreçte, yeni tanıklar dinlenebilir, yeni deliller toplanabilir ve sanıkların savunmaları yeniden alınabilir. İstinaf mahkemesi, tüm bu değerlendirmelerin ardından yeniden bir karar verecek.

İstinaf mahkemesinin vereceği karar, davanın geleceği açısından kritik öneme sahip. Mahkeme, Yargıtay'ın bozma kararına uyabileceği gibi, eski kararında da ısrar edebilir. Eğer mahkeme, eski kararında ısrar ederse, dosya tekrar Yargıtay'a gidecek ve Yargıtay Genel Kurulu son kararı verecek.

Skandalın Toplumsal Etkileri ve Çocuk İstismarı Gerçeği

6 yaşındaki gelin skandalı, Türkiye'de çocuk istismarı konusundaki hassasiyeti bir kez daha gözler önüne serdi. Bu tür olaylar, toplumda büyük bir infial yaratırken, çocukların korunması ve istismarın önlenmesi için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiği gerçeğini ortaya koyuyor. Çocuk istismarı, sadece fiziksel değil, cinsel, duygusal ve ekonomik boyutlarda da görülebilen bir insanlık suçudur.

Unutmayalım ki, her çocuk güvenli bir ortamda büyüme ve gelişme hakkına sahiptir. Bu hakkın korunması, hepimizin sorumluluğundadır. Çocuk istismarına karşı farkındalık yaratmak, şüpheli durumları yetkililere bildirmek ve çocuklara destek olmak, bu mücadelede önemli adımlardır.

Bu tür davaların sonuçları, toplumun adalet duygusunu derinden etkiliyor. Yargıtay'ın bozma kararı, davanın yeniden görülmesi ve adaletin tecelli etmesi için bir fırsat sunuyor. Umuyoruz ki, istinaf mahkemesi, tüm delilleri dikkatle değerlendirerek, adil ve hakkaniyetli bir karar verecektir.