İstanbul Pendik'te yaşanan korkunç olayda, 18 yaşındaki Duygu Şahin'i katleden kuzeni Talip Yıldız'ın (26) ifadesi ortaya çıktı. Hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis istenen Yıldız'ın, cinayeti işledikten sonraki itirafları kan dondurdu. İddianamede yer alan detaylar, olayın vahametini gözler önüne seriyor.
Cinayet Gecesi Neler Yaşandı?
Olay, 29 Ekim 2024'te Kavakpınar Mahallesi'nde meydana geldi. Bursa'dan İstanbul'a akraba ziyareti için gelen Duygu Şahin, kuzeni Talip Yıldız ile birlikte bir eğlence mekanına gitti. Gece saatlerinde eve döndüklerinde aralarında bir tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine Talip Yıldız, Duygu Şahin'i darp ettikten sonra defalarca bıçakladı.
Talip Yıldız'ın babası, oğlunun bir kızı öldürdüğünü ve odadan çıkmadığını polise bildirdi. Olay yerine gelen ekipler, Duygu Şahin'i yerde yüzüstü ve yarı çıplak halde buldu. Sağlık ekipleri, Şahin'in olay yerinde hayatını kaybettiğini belirledi. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, sanık Talip Yıldız'ın, babasının, kız kardeşinin ve annesinin ifadelerine yer verildi.
İddianamede yer alan bilgilere göre, Duygu Şahin ve Talip Yıldız teyze çocuklarıydı. Şahin, olaydan önce kuzeninin evinde kalıyordu ve olay günü kuzeni Yıldız ile eğlenmek için dışarı çıktılar.
Talip Yıldız'ın Kan Donduran İtirafları
Talip Yıldız'ın ifadesinde, Duygu Şahin ile arasında gönül ilişkisi olduğunu iddia ettiği belirtildi. Yıldız'ın ifadesinde şu sözlere yer verdiği aktarıldı:
"Duygu birkaç gün önce sevgilisinden ayrıldığını söyledi. Ben de 'Seni öldürürüm' dedim. Duygu bağırmaya başladı, ben ellerimle ağzını kapattım ve ses çıkarmasını engelledim, boğazından tutup sürükledim. Gözüm dönmüştü, bayılmış olabilir ses çıkarmıyordu. Elimdeki bıçağı sırt bölgesine sapladım."
Olayın Ardından
Duygu Şahin'in vahşice katledilmesi, toplumda büyük bir infiale yol açtı. Kadın cinayetlerine karşı farkındalık yaratmak amacıyla çeşitli protestolar düzenlendi. Olayın yargı süreci yakından takip edilirken, Talip Yıldız'ın en ağır cezayı alması bekleniyor. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı yasal düzenlemelerin yapılması ve toplumsal bilinç düzeyinin artırılması büyük önem taşıyor. Kadın cinayetleri, sadece birer haber başlığı olmaktan öte, derin toplumsal yaralar açan ve çözümü için hep birlikte mücadele edilmesi gereken acı gerçeklerdir.
