İstanbul'da yaşanan son deprem, kentsel dönüşümün ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un yaptığı açıklamalar, İstanbul'daki riskli yapı stokunun büyüklüğünü ortaya koydu. Bakan Kurum, İstanbul'da acilen dönüşmesi gereken 600 bin konut olduğunu belirtti. Bu açıklama, İstanbullular arasında büyük bir endişe yaratırken, kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması yönündeki beklentileri de artırdı.
İstanbul'da Hangi Bölgeler Riskli?
Bakan Kurum'un açıklamalarına göre, İstanbul'daki riskli yapıların büyük bir çoğunluğu belirli bölgelerde yoğunlaşıyor. Bu bölgeler arasında:
- Fatih: Tarihi dokusu nedeniyle birçok eski ve yıpranmış binaya ev sahipliği yapıyor.
- Zeytinburnu: Sanayi tesislerinin etkisiyle zeminin zayıfladığı bölgelerden biri.
- Güngören: Yoğun nüfus ve eski yapı stoku nedeniyle riskli bölgeler arasında yer alıyor.
- Avcılar: Deniz kenarında olması ve zeminin sıvılaşma riski taşıması nedeniyle dikkat çekiyor.
Bu bölgelerde yaşayan vatandaşların kentsel dönüşüm konusunda daha bilinçli olması ve gerekli başvuruları yapması büyük önem taşıyor.
Kentsel Dönüşüm Süreci Nasıl İşleyecek?
Kentsel dönüşüm süreci, riskli yapıların tespit edilmesiyle başlıyor. Ardından, bina sakinleriyle anlaşma sağlanarak, binaların yıkım ve yeniden yapım süreci başlatılıyor. Bu süreçte, devlet tarafından çeşitli destekler ve teşvikler sağlanıyor. Kentsel dönüşümün başarılı bir şekilde tamamlanabilmesi için, tüm paydaşların işbirliği içinde hareket etmesi gerekiyor. Bakan Kurum, yaptığı açıklamada, kentsel dönüşüm sürecinin hızlandırılması için gerekli tüm adımların atılacağını vurguladı.
Kentsel dönüşüm, sadece binaların yenilenmesi değil, aynı zamanda yaşam kalitesinin artırılması anlamına da geliyor. Yeni yapılan binalar, depreme dayanıklı olmalarının yanı sıra, daha modern ve kullanışlı yaşam alanları sunuyor. Ayrıca, kentsel dönüşüm projeleriyle birlikte, yeşil alanların artırılması, sosyal donatı alanlarının oluşturulması ve ulaşım altyapısının iyileştirilmesi gibi çalışmalar da yapılıyor. Tüm bu çalışmalar, İstanbul'un daha yaşanabilir bir şehir haline gelmesine katkı sağlıyor.
İstanbul'da beklenen büyük deprem gerçeğiyle yüzleştiğimiz bu günlerde, kentsel dönüşüm çalışmalarının ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılıyor. 600 bin riskli binanın bir an önce dönüştürülmesi, olası bir depremde can kayıplarının önlenmesi açısından hayati önem taşıyor. Hükümetin bu konuda kararlı adımlar atması ve vatandaşların da sürece destek vermesi gerekiyor. Unutmayalım ki, kentsel dönüşüm sadece bir inşaat faaliyeti değil, aynı zamanda bir yaşam kurtarma projesidir.
