Bursa'da yaşayan 23 yaşındaki Ali Öztürk, İznik Gölü'ndeki kuraklığa kemençesiyle dikkat çekti. Dedesinden öğrendiği kemençeyle göl kıyısında ağıt yakan Öztürk, gölün eski günlerine duyduğu özlemi dile getirdi.
İznik Gölü'nde Kuraklık Tehlikesi
Marmara Bölgesi'nin en büyük, Türkiye'nin ise 5'inci büyük doğal gölü olan İznik Gölü, küresel ısınma ve bilinçsiz sulama nedeniyle kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya. 298 kilometrekarelik alana sahip gölde, mevsimsel yağışların azalmasıyla birlikte su seviyesi giderek düşüyor.
Son 10 yılda göldeki çekilme zaman zaman 150 metreye kadar ulaştı. Bu durum, göl ekosistemini ve çevresindeki yaşamı olumsuz etkiliyor. Gölün çekilmesiyle birlikte, daha önce su altında kalan tarihi yapılar da gün yüzüne çıkmaya başladı.
Tarihi Bazilika Gün Yüzüne Çıktı
2014 yılında Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin İznik'te başlattığı çalışmalar sırasında tespit edilen Aziz Neophytos Bazilikası, göldeki su seviyesinin düşmesiyle birlikte belirginleşti. Bir zamanlar suyun 2 metre derinliğinde olan bazilika, artık drone ile net bir şekilde görüntülenebiliyor.
Bu durum, İznik Gölü'ndeki kuraklığın vahametini gözler önüne seriyor. Uzmanlar, göldeki su kaybının önlenmesi için acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor.
"Çocukluğum Burada Geçti, Yüreğim Parçalanıyor"
Göl kıyısında kemençe çalarak duygularını ifade eden Ali Öztürk, "Bir zamanlar burada yüzüyorduk, eğleniyorduk, balık tutuyorduk. Çocukluğum burada geçti. Şu an bakıldığında ise çokça bir çekilme var. Gölü böyle gördükçe duygulanıyorum, yüreğim parçalanıyor" dedi.
Öztürk'ün bu içten sözleri, İznik Gölü'nün geleceği için duyulan endişeyi yansıtıyor. Gölün kurtarılması için yetkililerin ve vatandaşların işbirliği yapması gerekiyor.
İznik Gölü'ndeki kuraklık, sadece bölge halkını değil, tüm Türkiye'yi ilgilendiren bir sorun. Gölün korunması, su kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesiyle mümkün olabilir. Aksi takdirde, İznik Gölü gibi birçok doğal güzelliğimizi kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabiliriz.
